1 ARALIK DÜNYA AIDS GÜNÜ
Hepimizin bildiği gibi Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV/AIDS farkındalığını artırmak için 1988 yılında 1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir.
İlk çıkışı 1960’lı yıllara ve ilk tanısı da 1980’li yılların başına dayanan HIV enfeksiyonu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir halk sağlığı ve toplumsal sorundur.
HIV enfeksiyonu; korunmasız her türlü cinsel temas, enjektör paylaşımı, enfekte kan ve kan ürünleri transfüzyonu veya anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında veya doğum sonrasında emzirmeyle bulaşabilmektedir. Bulaşma yollarının çeşitliliğine bağlı olarak HIV enfeksiyonu tüm yaş gruplarında görülebilmektedir.
HIV pozitif kişilerle aynı iş yerinde çalışmakla, aynı okulda okumakla, aynı ortamda bulunmakla, ortak çatal kaşık kullanmakla; dokunmak ve tokalaşmakla; telefon, kitap, defter gibi araçlar ile duş-banyo alanlarını, havuzları, tuvaletleri ortak kullanmakla, böcek ısırması ve sinek sokması ile HIV enfeksiyonu bulaşmamaktadır.
HIV/AIDS epidemisi, bugün küresel ölçekte önemli bir boyuta ulaşmıştır. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) 2019 yılı raporuna göre; dünyada HIV epidemisinin başlangıcından bu yana 74.9 milyon kişi HIV ile enfekte olmuş, 32 milyon kişi ise AIDS ile ilişkili hastalıklar nedeni ile hayatını kaybetmiştir.
Ülkemiz ise HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkla görüldüğü ülkeler arasında yer almakla birlikte, son yıllarda vaka sayılarında artış izlenmektedir. 2010 yılında HIV pozitif kişi sayısı 539 iken, 2018 yılında bu sayı yedi kat artış göstererek 3719 olmuştur. Ülkemizde, ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından 10 Kasım 2019 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 22,345 HIV(+) kişi ve 1864 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların % 80’i erkek, % 20’si kadın olup; % 15,5’i yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu ise 25-29 ve 30-34 yaş grubudur, yani bireylerin en üretken olduğu yaş grubudur.
Bulaş yoluna göre dağılıma bakıldığında, ülkemizde bildirimi yapılan vakaların %50’sinde bulaş yolu bildirilmemiştir. Bulaş yolu bildirilen vakalar içerisinde cinsel yolla bulaş %98, damar içi madde kullanımı yoluyla bulaş %2’dir.
Önemli bir halk sağlığı sorunu boyutuna ulaşan HIV/AIDS epidemisi; morbidite, mortalite, ayırımcılık, insan hakları, işgücü, istihdam, ekonomi ve hukuk başta olmak üzere çok çeşitli konularda toplumsal yansımaları ve sonuçları olan ve bütüncül bir yaklaşım gerektiren ciddi bir meseledir.
HIV/AIDS konusunda önleme ve etkin tedaviye erişim programlarını içeren küresel çabalar, umut verici gelişmelere neden olmuştur. Deneyimler; uygun politika ve stratejilerin HIV salgınlarını önleyebildiğini, yavaşlatabildiğini ve hatta tersine çevirebildiğini göstermektedir. Etkili HIV önleme müdahaleleri arasında; kondom kullanımı, temiz enjeksiyon ekipmanı temini, opioid ikame tedavisi, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların tedavisi ve HIV testi ve danışmanlığı yer almaktadır.
HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır ve korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur. En sık görülen bulaşma yolunun cinsel temas olması nedeni ile tek eşliliğin yanı sıra, riskli cinsel temasta kondom kullanımı hastalığın cinsel yolla bulaşmasına karşı en güvenli ve basit korunma yoludur. Şüpheli durumlarda ise vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna müracaat ederek test yaptırmak gerekir.
Ülkemizde HIV/AIDS ile mücadelede bugüne kadar başarılı adımlar atılmış, etkisi ve kapsamı giderek güçlenen çalışmalar yürütülmüştür. 1986 yılından bu yana kan ve kan ürünleri ile bulaşmaya karşı insanları koruma amacı ile tüm kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmekte ayrıca 1987 yılından beri organ ve doku nakilleri öncesinde de gerekli testler yapılmaktadır.
HIV ile yaşayan kişilerin tedaviye kolay ve kesintisiz erişiminin sağlanması, sosyal destek, bakım olanaklarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitelerinin arttırılması için de sağlık hizmetleri sunumunda gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
Ülkemizde, tanı konan ve bildirimi yapılan tüm hastaların tedavi ve bakım hizmetlerine erişmelerini sağlayan Genel Sağlık Sigortası uygulaması pek çok ülkeye örnek oluşturabilecek bir uygulamadır ve ilaca erişimde sorun yaşanmamaktadır. HIV enfeksiyonunun varlığını saptamak amacıyla riskli davranışları olan kişiler ve şikâyeti olan herhangi bir kişi, istediği sağlık kurumuna başvurması durumunda testleri yapılmakta ve test sonucunun pozitif çıkması halinde HIV pozitif kişi GSS kapsamında takip ve tedaviye alınmaktadır. Bu kapsamda verilerin daha güvenilir şekilde toplanabilmesi ve doğrulama sürecinin kısaltılarak vakalara zamanında müdahale edilmesi, HIV pozitif kişilerin düzenli takip ve tedavisinin yapılarak tedavi sürekliliğinin sağlanması ve HIV pozitif gebelerin takip edilmesi amaçlarına yönelik Elektronik HIV/AIDS Bilgi Sistemi oluşturulmuştur.
HIV/AIDS açısından hassas grupları HIV/AIDS’den korunma ve bulaşma yolları hakkında bilgilendirmek, ücretsiz ve gizlilik esasları içerisinde HIV test hizmeti sunmak, test öncesi ve sonrasında danışmanlık hizmeti vermek, tedavi için doğru merkeze yönlendirmek için Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri kurulmaktadır. Bu merkezlerin sayılarının artırılması stratejilerimiz arasında yer almaktadır.
HIV/AIDS konusunda ulusal uygulamalara bilimsel danışmanlık yapmak, mevzuat çalışmalarına destek vermek, ilgili dokümanların hazırlanmasını sağlamak, olası ihtiyaçları öngörerek küresel sorumluluklarımıza hazırlık yapılmasında rol almak amacıyla 2019 yılında Bakanlığımız bünyesinde HIV/AIDS Danışma Kurulu oluşturulmuştur. HIV/AIDS Danışma Kurulu toplantıları düzenli olarak gerçekleştirilmeye devam etmektedir.
Birleşmiş Milletler 2030 yılı küresel hedefleri doğrultusunda akademisyenler, ilgili sivil toplum kuruluşları, Genel Müdürlüğümüz merkez ve taşra teşkilatında görev yapmakta olan personelin katılımı ile oluşturulan geniş bir çalışma grubu tarafından Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı 2019-2024 tamamlanmış olup 2019 yılı Temmuz ayında yayımlanmıştır. Kontrol Programımız; insan haklarını gözeterek, HIV/AIDS yayılımı için risk oluşturan faktörlerle mücadele etmek, her bireyin tanı ve tedavi, bakım ve desteğe eşit erişimini sağlayarak toplumun sağlığını korumak ve geliştirmek misyonu doğrultusunda hazırlanmıştır.
Kontrol programı üç temel amaç, bu amaçları gerçekleştirmek üzere oluşturulan hedefler ve bu hedeflere yönelik yürütülecek faaliyetlerden oluşmaktadır. Programın temel amaçları; 1) HIV/AIDS yeni vaka sayısını ve enfeksiyona bağlı ölümleri azaltmak, 2) HIV/AIDS’e yönelik sağlık hizmetlerinin kapasitesini geliştirmek ve 3) HIV ile yaşayan bireylere yönelik ayrımcılığı ve mahremiyet ihlallerini önlemek olarak belirlenmiştir.
Hastalık kontrol programı çerçevesinde, ülkemiz genelindeki HIV/AIDS tanı, tedavi, izlem ve korunma uygulamalarında standardizasyonun sağlanması, sunulmakta olan hizmetlerin niteliğinin yükseltilmesi ve sağlık çalışanlarına rehberlik etmesi amacıyla, uluslararası algoritmalarda yapılan güncellemeler doğrultusunda HIV/AIDS Tanı Tedavi Rehberi 2019 yayımlanmıştır.
Ayrıca, yeni vaka sayısını azaltmak amacıyla farkındalık ve bilgilendirme için tüm hedef gruplarda akran eğitimi dâhil eğitim faaliyetleri desteklenmektedir.
Bakanlığımız, insan haklarını gözeterek ve etik kurallar çerçevesinde, bütüncül ve konunun tüm paydaşlarını kapsayacak bakış açısı ile çalışmalarını işbirliği içinde sürdürmektedir.
HIV hayatın içinde; bilmek, korunmak, tedavi olmak ve bulaştırmamak elimizde.