2 Nisan tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla “Otizm Farkındalık Günü”
olarak ilan edilmiştir. Bu günde amaç her 150 çocuktan birini etkileyerek, çocuklar arasında en hızlı yaygınlaşan otizmle ilgili araştırmaların
teşvik edilmesi, erken teşhis ve tedavinin yaygınlaştırılmasıdır.
Otizm, yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemlerin olduğu,
tekrarlayıcı davranışların görüldüğü karmaşık nörolojik bir bozukluktur. Otizmin nedeni henüz tam olarak tespit edilememiştir.
Birden çok etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıktığı bilinmektedir. Bazı genetik hastalıklar da otizme yol açabilmektedir.
Otizmin tipik belirtileri kısıtlı göz teması kurma, adı seslenince tepki vermeme, arkadaş ilişkileri kuramama, çevreye ilginin azalması,
fiziksel temastan hoşlanmama, sosyal ve duygusal açıdan kendini soyutlama, konuşma becerisinde akranlarımdan geride olma,
bazı sıra dışı konulara aşırı ilgi duyma ve kendi etrafında dönme, el çırpma, nesneleri çevirme gibi tekrarlayıcı davranışlardır.
Bu belirtiler hastalığın seviyesine göre farklılık göstermektedir.
Otizme eşlik eden hastalıklar arasında en sık rastlanılanlar dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, duygu durum bozuklukları ve epilepsidir.
Hastalığa öğrenme güçlüğü de eşlik etmektedir. Otizm tanısı konması gözlemin yanında aileden alınan bilgilere dayanır. Bu nedenle ailenin çocuğu ile yakından ilgilenmesi ve çocuk hakkında bilgi verirken
objektif davranması önem taşımaktadır. Erken teşhis edilerek bu çocukların yetenekleri ve gereksinimleri dikkate alınarak bireysel özel
eğitim programları hazırlanması, hastalığın gidişatı ve ilerleyen dönemlerde karşılaşılabilecek problemlerin en aza indirgenmesi açısından
çok önemlidir.
Farklı olana saygı ve otizm konusunda gerekli hassasiyetin toplumun her kesimine yayılması dileğiyle…